Matematikçinin Yeri Forum
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Üniversiteye sınavsız da girilebilecek

Aşağa gitmek

Üniversiteye sınavsız da girilebilecek Empty Üniversiteye sınavsız da girilebilecek

Mesaj tarafından akahya 13/2/2009, 19:42

Üniversiteye sınavsız da girilebilecek

Aksiyon’a konuşan ÖSYM Başkanı Ünal Yarımağan, bazı fakültelere sınavsız girilebileceğini söylüyor. Yarımağan, meslek liselerinin katsayı dezavantajını ortadan kaldıracak yeni sistemle ilgili önemli bilgiler veriyor.
Türkiye'de her yıl yüz binlerce öğrenci ÖSS kâbusu görüyor. Yılların ihmali, üniversite sayısının azlığı, kontenjanların yetersizliği, öğrencilerin meslek yerine akademiye yönlendirilmesi, ailelerin bilinçsizliği, vesaire. Neye sayarsanız sayın neticede üniversite kapısına yığılmış milyonlarca genç hayal dünyasında yaşıyor. Milyarlarca lira para, onca emek ve zaman harcanıyor. ÖSS sonrasında kimileri hüsrana uğruyor, bazıları da talih kuşunun başına konduğunu düşünüyor. ÖSS sisteminde şimdi yine bir değişiklik gündemde. Milyonlarca öğrencinin kaderini etkileyecek sınav sisteminde yapılmak istenen yenilikleri en yetkili isme, ÖSYM Başkanı Ünal Yarımağan'a sorduk.

-Yeni sınav sistemine 'İngiliz modeli' diyenler var. Doğru mu?

Tam aynı değil, İngiliz modeli değil. Çünkü orada lise ile üniversite arasında bir kademe var. Bizim eğitim sistemimiz onlarınkine tam benzemiyor ama benzerlik kurmak istediğinizde bütün ülkelerden bir şeyler bulabilirsiniz. Bizim önerdiğimiz sistem, şu an uygulanan sistemin geliştirilmiş hâli. Bir kere ilke olarak lise müfredatından sorular yöneltilmesi, daha doğrusu üniversite eğitiminin temelini teşkil eden temel birtakım derslerle ilgili birtakım bilgilerin ölçülmesini doğru buluyoruz.

-Şu anki sistem öğrenciyi ölçemiyor muydu? Nereden çıktı bu değişiklik?

Bugünkü sistemde insanların bazı bilgilerini tam anlamıyla ölçmek çok zor. Mesela fen alanında. Bugünkü sistemde biz bir fen puanı hesaplıyoruz. Bunun içinde fizik, kimya, biyoloji soruları eşit ağırlıkta yer alıyor. Yani öğrencinin fen bilgisini 30 soruyla toptan ölçüyor. Fizik, kimya, biyoloji, fen ayırımı yapmıyor. Oysa daha sağlıklı yerleştirme için bu bilgileri daha fazla soruyla ölçmek ve fizik, kimya, biyoloji sorularını ayrı ayrı ölçmek gerekir. Örneğin mevcut sistemde bilgisayar mühendisliğine de tıp fakültesine de Sayısal 2 puan türüyle öğrenci alınıyor. Oysa bilgisayar mühendisliğinin temelini teşkil eden dersler ile tıbbınki arasında fark olması gerekir. Tıp için kullanılan ölçü ile hemşirelik için kullanılan ölçü farklı olmalı. Bunun içinde ders düzeyinde ayrı ayrı notların olmasında yarar var. Bu sistem ders düzeyinde notları ölçmeyi amaçlıyor ve her program için farklı öğrenci profili tanımlamayı mümkün kılıyor.

-Dört ayrı kategoride sınav getiriyorsunuz…

Öğrencilerin yüzde 99'u bu sınavlardan en az ikisine girecek. Öğrenciler örneğin fen-mühendislik grubunda bir yere gitmek istiyorsa matematik ve fen sınavına girecek, Türkçe ve sosyal grubuna girmeyecek. Buna karşılık sosyal bilimler alanındaki programlara yönelmek istiyorsa edebiyat ve sosyal bilimler testine girecek.

-Liselerdeki alanlar yeniden belirlenecek mi?

Hayır. Sistemimiz zaten lise müfredatını dikkate alarak hazırlandı.

-2009'da kısmen yapılacak değişiklik nedir?

2009'da testlerde değişiklik yok. Bu yıl tek oturumlu, geçen seneki gibi aynı sınav olacak; ancak bu sene YÖK küçük değişiklikler yapacak. Orta öğretim başarı puanının ağırlığının azaltılması gündemde. Bugünkü sistemde üniversiteye girişte kullanılan okul başarı puanı yüzde 21. Bunun oranı yüzde 10'lara çekilmek isteniyor. Bu yetki YÖK'te. Diğer taraftan alan dışı veya alan içi tercihlerdeki katsayı meselesinde makas daraltılmak isteniyor. 0,3 ve 0,8 katsayıları arasındaki makas daraltılmak isteniyor.

-Bu 2010'da devam eder mi?

Bunlar yapılırsa 2010'da da devam eder. Ayrıca 2010'da sınavın yapısı da değişmiş olacak.

-Bu değişikliğin bu aşamaya gelmesi hangi ihtiyaçtan doğdu?

Birincisi, seçme işleminin daha sağlıklı olması için. İkincisi -bence en önemli konu- sadece çoktan seçmeli testlerden oluşan sınav yapmak yerine açık uçlu sorularla sınav yapmanın da altyapısını oluşturmak. Çünkü bizim önerdiğimiz sistemin esas amacı o yönde. Bir sonraki aşama öğrencilere açık uçlu sorular yöneltmek olacak. Bu birkaç yıl sonra olabilir. Mevcut sistemde bunu soramıyorsunuz. Çünkü 1,5 milyon kişinin girdiği bir sınavda açık uçlu soru sormak çok zor. Bütün sınavlarını çoktan seçmeli soran tek ülke Türkiye kalmış. Diğer ülkeler açık uçlu sorular soruyor.

-Öğrencinin yorum ve analiz gücünü mü ölçmek istiyorsunuz?

Bütün sınavları çoktan seçmeli yaptığınızda öğrenci kendini buna göre hazırlıyor ve bazı yetenekleri gelişmiyor. Analiz ve sentez yeteneği gelişmiyor. Eğitimi olumsuz etkiliyor. Bu sistemin olumsuz etkileri sebebiyle öğrencinin analiz yapıp sonuç üretme yeteneği, konuşma yeteneği gibi pek çok yetenek gelişmiyor.

-Yine iki aşamalı sınav sistemi öneriyorsunuz…

Evet.

-Birinci aşama ALES benzeri bir şey mi olacak?

Eski ÖSS benzeri, daha doğrusu şu an bizim yaptığımız sınavın ilk 4 testinin soru sayılarının 30'dan 40-45'e çıkmış hâli bir sınav olacak.

-Neden iki aşama?

Biz o kadar heterojen bir kitleye sınav yapıyoruz ki. İşin içinde çok sayıda lise ve alan var. Meslek lisesinin 50'den fazla alanı var. Bunlara yaptığınız bir sınavda ancak ortak müfredata dayalı kısımdan soru soruyorsunuz. Bir de, özellikle meslek yüksekokulları ve açık öğretim fakültesi için -bu programlara girenler genel lisedeki müfredatı görmediklerinden- ikinci aşamaya gelmeden üreteceğiz puanlarla yerleştirme yapmanız lazım. Birinci aşamanın amacı ikinci aşamaya girecekleri seçmenin yanında MYO ve açık öğretime girecekleri de tespit etmek olacak.

-Birinci aşama sınavın puanının ikinci aşamaya etkisi olacak mı?

Birinci aşamada elde edilecek temel Türkçe ve matematik puanları ikinci aşamada kullanılacak. Örneğin sosyal bilimlere gidecek bir öğrenci ikinci aşamada edebiyat ve sosyal bilimler testine girecek. Matematik testine girmeyecek. Oysa sosyal bilimlerde de belirli bir oranda matematiğe ihtiyaç var. Birinci aşamadaki matematik puanı burada hesaplamaya katılacak. Birinci aşamadaki Türkçe ve matematik puanlarının ikinci aşamadaki tüm sınavlarda kullanılmasını düşünüyoruz.

-Çok fazla oturum olması güvenlik sorunu ortaya çıkarır mı?

Bu her zaman vardır. Ancak bu sistemde birinci aşamada pek çok aday elenecek. Biz şu an biliyoruz ki sınava 200 bin kişi açık öğretim için giriyor. Bunlar ikinci aşamaya girmek istemeyecek. Ayrıca, öğrencilerin bir kısmı sadece meslek yüksekokuluna gitmek istiyor. Bunlar da girmeyecek. Bana göre 1,5 milyon öğrencinin yaklaşık 500 bini ikinci aşamaya gitmek istemeyecek. Gitmek isteyenlerden 100 bini de zaten başarılı olmadığı için elenecek. Geriye kalan 900 bin kişinin hepsi de aynı sınava girmeyecek. Bir kısmı sosyal, bir kısmı fen vs. sınavlarına girecek. Dolayısıyla bir sınava en fazla 500 bin kişi girecek. Belki 200 - 300 bin kişi girecek. Böylece belki güvenlik daha kolay olacak.

-Bu sınav sistemi daha fazla gencin üniversiteye girmesine sebep olacak mı?

Hayır. Üniversiteye girecek kişi sayısını kontenjanlar belirliyor. Arz talep dengesi arzın lehine olsa bile sınav olmak zorunda. Üniversiteye gitmek isteyen her yıl yaklaşık 800 bin öğrenci liseden mezun oluyor. Biz bunlara 1 milyon kontenjan ayırsak bile bazı programlar için sınav yapmak zorundasınız. Çünkü bazı bölümler fazla talep görecektir.

-Yani öğrenci üniversiteye sınavsız giremeyecek mi?

Ben bazı bölümlere sınavsız girilmesi kanaatindeyim.

-Hangi bölümler mesela?

Açık öğretim fakültesinin programları olabilir. Ayrıca, insanları meslek sahibi yapmayan, sadece temel bilgi veren bazı programlar sınavsız olabilir. Türk dili ve edebiyatı, matematik, istatistik, biyoloji okumak isteyenler sınavsız girebilir. Buralarda çok sayıda insanı okutmak için yeni yöntemler geliştirilebilir. Böylece toplumun üzerindeki sınav psikolojisi, stres kalkar. 'Sınava girmeden de gidilebilecek üniversiteler var' der. İddialı yerlere, talebin çok olduğu yerlere de gitmek isterse, orada da yarışır. Bütün dünyada da bu böyledir.

-Öngördüğünüz modeldeki soru sayıları ne kadar?

Her birinde 100-150 arasında soru olabilir.
akahya
akahya
Öğretmen

Mesaj Sayısı : 358
Yaş : 46
Nerden : İngiltere
İş/Hobiler : Maths Teacher
Okul : Turkish Embassy Education Department
Kayıt tarihi : 15/05/08

http://www.ahmetkahya.com

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sayfa başına dön


 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz